-
1 حب
Iحَبّ1. hububatAnlamı: habbe'nin çoğulu2. tahılAnlamı: hububatIIحَبَّ1. aşık2. sevgiAnlamı: insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi göstermeye yönelten duygu3. sevmekAnlamı: sevgi ve bağlılık duymakحُبّ1. kalpAnlamı: sevgi, gönül2. aşıkIVحِبّ1. aşık2. azizAnlamı: sevgide üstün tutulan, muazzez3. tutkunAnlamı: gönül vermiş4. vurgunAnlamı: aşık, sevdalı5. ahbab6. cananAnlamı: günülden sevilen, sevgili -
2 صب
Iصَبّ1. aşık2. tutkunAnlamı: gönül vermiş3. vurgunAnlamı: aşık, sevdalı4. döküm5. cananAnlamı: günülden sevilen, sevgiliIIصَبَّ1. dökmekAnlamı: maden, mum eriyiği gibi şeyleri kalıba akıtarak biçim vermek2. kalıplamakAnlamı: kalıba vurmak3. akıtmakAnlamı: akmasını sağlamak, dökmek, akmasına yol açmak4. dökmek -
3 عشيق
عَشِيق1. aşık2. tutkunAnlamı: gönül vermiş3. vurgunAnlamı: aşık, sevdalı4. cananAnlamı: günülden sevilen, sevgili -
4 مأخوذ
-
5 مأسور
-
6 متيم
-
7 مجذوب
-
8 محب
Iمُحَبّ1. cicim!Anlamı: azizim, sevgilim2. cananAnlamı: günülden sevilen, sevgiliIIمُحِبّ1. aşık2. hayranAnlamı: çok beğenen, hayranlık duyan kimse3. tutkunAnlamı: gönül vermiş -
9 مسحور
مَسْحُور1. büyülüAnlamı: kendisine büyü yapılmış2. tılsımlıAnlamı: tılsımı olan3. afsunluAnlamı: büyülü, sihirli, füsünkâr4. meftunAnlamı: tutkun, gönül vermiş5. sihirliAnlamı: büyülü6. efsunluAnlamı: büyülü, sihirli -
10 واجد
واجِد1. mutsuzAnlamı: mutlu olmayan, bedbaht2. aşık3. mahzunAnlamı: üzgün, üzüntülü4. efkârlıAnlamı: tasalanmış, tasalı, kaygılı5. neşesizAnlamı: üzgün, düşünceli6. melülAnlamı: üzgün7. gamlıAnlamı: kaygılı, tasalı8. tutkunAnlamı: gönül vermiş9. vurgunAnlamı: aşık, sevdalı10. üzüntülüAnlamı: acılı, üzüntüsü olan, müteessir11. dertliAnlamı: derdi olan kimse
См. также в других словарях:
gönül vermek — 1) sevmek, âşık olmak 1934 te yepyeni bir Türkçeye gönül vermiş olan Atatürk, sonraki üç dört yıl içinde, daha ılımlı bir dil devrimine yönelmiş olabilir mi? T. Halman 2) bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelmek, eğinmek, meyletmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
algın — sf., hlk. 1) Cılız, zayıf, hastalıklı 2) Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun … Çağatay Osmanlı Sözlük
baygın — sf. 1) Bayılmış, kendinden geçmiş İki tarafına sarhoş sarhoş sallanan sandalda balıkçıyı baygın buldu. S. F. Abasıyanık 2) Süzgün Baygın bakış. 3) Gönül vermiş 4) İnsanı kendinden geçirir gibi olan Bahçe kapısına varmadan daha / Baygın kokusu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meftun — sf., Ar. meftūn Tutkun, gönül vermiş, vurulmuş Şehriban a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller meftun etmek meftun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyilli — sf. 1) Bir yana eğimi olan, eğik Ağaçlı tarlaları, tek tük bağ kulübeleri olan arkası meyilli bir arazi. H. E. Adıvar 2) İlgili, gönül vermiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
tavlamak — i 1) İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek 2) mec. Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak 3) mec. Ümit vererek kandırmak, kendine bağlamak, aldatmak 4) argo Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutkun — sf. 1) Gönül vermiş, meftun, meclup Kapıda bekleşen tutkunlarından bir tanesinin arabasına atladığı gibi ortadan kayboluyordu. E. E. Talu 2) Bir şeye alışmış, bağlanmış, düşkün Ben yine eskisi gibi tutkunum tiyatroya. N. Cumalı Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
DİL-DADE — f. Gönül vermiş, âşık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞİFTEDİL — f. Gönül vermiş, meftun, tutkun. KULLANILIR. MESELÂ: CİĞERCiğer parçalayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Muhabbet (Aleviten) — Muhabbet war von 1983 bis 1989 das erste berühmte und bekannte Musikprojekt der alevitischen Musik. Das Projekt wurde von Muhlis Akarsu, Arif Sag, Musa Eroğlu erschaffen später kam Yavuz Top zu diesem Projekt dazu. In den Liedern ging es um Ali… … Deutsch Wikipedia